24 Kasım 2011 Perşembe

Bazen

Bazen işler çığrından çıkar. Olur bazen. Önemsemediğin, yok zaten ben aslında bunun bir parçası bile değilim ki diye kendine yutturmaya çalıştığın şeyin içinde o kadar çok zaman geçirirsin ve onu farkında olmadan öyle bir ciddiye almaya başlarsın ki (çünkü fiziksel olarak onun içindesindir çokluk ) beğen beğenme, kabul et etme, öyle ya da böyle o habitatın organik bir parçası olduğun gerçeği bir gün yüzüne çalınıverir. Ve zaten kolay kandırılan normal zekâlı bir çocuk gibi söylenen her söze de inandığından aldatılmış bulursun kendini.
Sözler başkadır, olan şey başka hâlbuki. Olan bitendense sözler çekici gelir belki… (İnanmak ister insan.) Olan bitenin dinamiğini çözmüş her insana biraz hayranlıkla bakarsın. Teklifsiz yer açar onlar kendilerine, sualsiz sahip olurlar. Çok dokunur sana bu. Kendini hep huzursuz bir misafirlikte hissedersin, evsiz, göçmen ve üvey.... Yarım ağız buyur ederler şöyle bir tepeden tırnağa süzerek seni, evin burası derler. İnanmak istersin her yarım ağza. Lakin ne aralarına karışabilirsin ne de başka bir yere gidebilirsin. Bu yüzden herhangi bir kusur etmemelisin, yoksa ancak kendini olabildiğince gizleyerek var olabildiğin bu yabancı diyardan da sürülürsün. Ki başka yer yoktur... Bu yüzden tutunman gerekir. Son gücünü tüketene dek.

4 yorum:

D!mple Rock dedi ki...

o kadar çok bazen lerim oldu ki. hep gibi, her gibi.

okuyucu dedi ki...
Bu yorum bir blog yöneticisi tarafından silindi.
okuyucu dedi ki...

harikulade!

Dicle dedi ki...

Teşekkürler...