28 Ekim 2012 Pazar

Arka Bahçe

Ne güzeldi o bahçe! O alaca güller, kasımpatılar, sardunyalar, papatyalar, ballıbabalar, tellere dolanan hanımeli, budanmadıkça özgürce ağaçlaşmış şimşir, gürbüz köknar, dimdik uzanan selvi, fıstık çamları… Hele o erguvan! İlkbaharda balkonumuza uzanırdı zarif kolları. Katıksız bir neşe kaynağıydı! Onu görüp de coşkulanmamak mümkün değildi.

27 Ekim 2012 Cumartesi

Mimari Karabasan Listesi - Kişisel TOP 5


İnsanların mutlu yaşayacakları bir yer… İçimden gülmek geliyor! Histeriyle gülmek!

Zaten çirkin apartmanlarla bezenmiş mahallelerimizden çıkıp o devasa, aynalı-camlı, metal ve beton yığını binalarınızın, yaşam karmaşalarınızın, boğaza durmuş hotellerinizin yanlarından, önlerinden, arkalarından geçtikçe mutsuzluk kol geziyor içimde. Hele daha ilk kürek saplanmadan, çivi çakılmadan çoğunun inanılmaz fiyatlara çoktan satılmış olması tam bir umutsuzluk! Tüm bu insanlar seni yarı yolda bırakır hissi. Şurada seninle gülerlerken, o evlerde (pardon rezidans) uyumaya giderler... Dipsiz bir umutsuzluk. Evet inanıyorum, temelde bu düşündüklerimden dolayı ama görünürde başka bir ulvi nedenden, bir çıplak elin gelip beni gözünü kırpmadan bir hamlede mezara sokabileceğine! Arkamda savunulabilecek bir hak da bırakmadan üstelik.

İşte benim dolandığım yerlerdeki karabasanların kısa listesi, kişisel TOP 5 diyelim:

5 Ekim 2012 Cuma

Dünya

Sanki dünya başı ve sonu olmayan bir sanal alem. Küre ya da tepsi, çok da farklı değil, madem ki kâinat bunca büyük... Algının ve hayal gücünün varacağı en devasa şey neyse onun içinde yok denecek kadar küçük bir nokta. O noktadan o devasa boşluğa yuvarlanmak an meselesi. 



16 Eylül 2012 Pazar

Bir Pazar Günü

Akşam işten eve gidince sıkıntıdan çatlayan insan var! Yapacak daha iyi bir şeyi olmadığı için akşam yemeğini yiyip televizyonda bir diziye takılıp sonra da erkenden yatıyor. Sabah erken kalkıp işe geliyor. Böylesinin göz altlarında mor halkalara rastlanmıyor. Gün içinde işyerinde zinde, neşeli ve konuşkan. Onu akşam çıkışta bir yere çağır, mutlulukla koşa koşa gelir. Boğazda mutevazı bir yerde tava istavrit yemek ve yakınlarında cami bulunduğu için "Ice-T" olarak sipariş ettiği birayı karton bardaktan içmek ona dünyanın en ilginç, en güzel şeyi olarak gelir. Bunu daha sonraki bir hafta sık sık, sonrasında da benzer bir konu açıldığında bir arkadaş ya da aile sohbetinde ballandırarak anlatacaktır. 


1 Eylül 2012 Cumartesi

İnsanlar Arasında

Sokaklarda ortak bir halet-î ruhiye var. Onun dışında bir alemde dolanıyorsan varolmanın ağırlığını yüklenmişsin demektir. Başkalarının hafifliklerini yüklenirsin sanki, ağır gelen odur.


Fotoğraf: Derya Erkenci 
 
Eve kapanıp kendini kendi ininde yatıştırdığın, nispeten iyleştirdiğin her günün sonrasında sabah adımını sokağa atar atmaz başlar. Onun kuralları yürürken, arabanda, minibüste, otobüste, metrobüste, vesairede ve hatta iş yerinde, kafede, restoranda yani insanlarla yan yana bulunduğun her yerde zımnen dolanır. Hepsi de muaşerette yaslı, sıkıntılı ya da genelden başka türlü bir yapı olarak bulunamayacağının alameti.