16 Eylül 2012 Pazar

Bir Pazar Günü

Akşam işten eve gidince sıkıntıdan çatlayan insan var! Yapacak daha iyi bir şeyi olmadığı için akşam yemeğini yiyip televizyonda bir diziye takılıp sonra da erkenden yatıyor. Sabah erken kalkıp işe geliyor. Böylesinin göz altlarında mor halkalara rastlanmıyor. Gün içinde işyerinde zinde, neşeli ve konuşkan. Onu akşam çıkışta bir yere çağır, mutlulukla koşa koşa gelir. Boğazda mutevazı bir yerde tava istavrit yemek ve yakınlarında cami bulunduğu için "Ice-T" olarak sipariş ettiği birayı karton bardaktan içmek ona dünyanın en ilginç, en güzel şeyi olarak gelir. Bunu daha sonraki bir hafta sık sık, sonrasında da benzer bir konu açıldığında bir arkadaş ya da aile sohbetinde ballandırarak anlatacaktır. 


1 Eylül 2012 Cumartesi

İnsanlar Arasında

Sokaklarda ortak bir halet-î ruhiye var. Onun dışında bir alemde dolanıyorsan varolmanın ağırlığını yüklenmişsin demektir. Başkalarının hafifliklerini yüklenirsin sanki, ağır gelen odur.


Fotoğraf: Derya Erkenci 
 
Eve kapanıp kendini kendi ininde yatıştırdığın, nispeten iyleştirdiğin her günün sonrasında sabah adımını sokağa atar atmaz başlar. Onun kuralları yürürken, arabanda, minibüste, otobüste, metrobüste, vesairede ve hatta iş yerinde, kafede, restoranda yani insanlarla yan yana bulunduğun her yerde zımnen dolanır. Hepsi de muaşerette yaslı, sıkıntılı ya da genelden başka türlü bir yapı olarak bulunamayacağının alameti.