23 Temmuz 2010 Cuma

İmkânsızın Şarkısı'na Devam...


Uçakta başlayan hatırlama anı, kitap bittiğinde bir anlam kazanıyor. On sekiz sene evvel hiç dikkat etmediğini anladığı çayıların hala o günkü gibi aklında olması, en ince ayrıntılarıyla hatırlaması gibi Vatanebe'nin. O günlerde kendinden ve yanında yürüyen Naoko'dan başka düşündüğü ve gördüğü bir şey yoktu. Oysa şimdi bunun tersine, çok belirgin, açık seçik anımsadığı o manzaranın ortasında, Naoko yok artık. Hafızanın tuhaflığı...


Naoko ona ormanın kıyısında çok derin bir kuyudan bahsediyor bir seferinde. Kimsenin nerede olduğunu bilmediği bir delik. Vatanebe anımsarken düşünüyor:

“Gerçekten var mıymış, yok muymuş böyle bir kuyu, ben de bilmiyorum. Belki de orada sadece Naoko için var olan bir belirti ya da imgeyi. O karanlık günlerinde kafasının içinde buna benzer pek çok şey kurgulamıştı.(s.10)

Anlayabileceğim tek şey, korkunç derin olduğuydu. Akıl almaz bir derinlikte. Ve bu deliğin içinde egemen olan karanlık, bu yoğun karanlık, yani bu dünyanın çeşitli karanlıklarından oluşmuş olan bu öz de koyuydu.(s.11)”

Bazılarının düşüp kayboldukları bir delik…

***

Romanın özgün adı "Noruei no mori", anlamı Norveç ormanıymış. Ormanda Naoko’nun ansızın intiharı ve bu delik imgesi ile romanın fonunda ara ara işitilen Norwegian Wood şarkısından yola çıkıp bu ismi vermiş olabilir Murakami. Murakami'nin alegorik anlatımıyla orman, tüm tekinsiz karanlıklarımızın içinde gizlendiği, ve şarkıda olduğu gibi birden her şeyi ateşe verip yok edebileceğimiz bir kara delik.

Başta romanın isminin Türkçe çevirisinde "İmkânsızın Şarkısı" olmasından hoşlanmamıştım. Fransızca’dan çeviri yapıldığından ismi de olduğu gibi çevirmişler. Ama ne var ki hakikaten imkânsızın şarkısına dönüşüyor şarkı da, orman da…


Not: Bütün bizleri etkileyen romanlar gibi bu romanın da filmi yapılmış. Her zaman temkinliyimdir bu konuda. Aralık'ta vizyona girecekmiş Japonya'da. Bakalım, göreceğiz...
http://www.imdb.com/title/tt1270842/

Hiç yorum yok: